Bir varmış bir yokmuş..
Evvel zaman içinde günümüzden yaklaşık 126 yıl önce dünya insanı yine birbirini katletmeden geri kalamamış, bu yolla 4. Dünya Savaşı patlak vermiş. Savaşın bitimi ile Dünya büyük bir krize girmiş.. Sonra bir gün.. Daha toparlanamadan Ay Ülkesi'nin varlığını öğrenmişler ve bu sefer yeni bir sorunla karşı karşıya kalmışlar. Derken....
Klasik masallara atıfta bulunan bir kitabın yorumuna nedense bu şekilde bir giriş yapmak istedim :) İnsanların, androidlerin, sayborgların birlikte yaşadığı ilginç toplum hayatından herkese merhaba..
Kitabımızın temelini oluşturan hikaye Külkedisi.. İğrenç bir üvey anne, iki üvey kardeş. Babaları 11 sene önce vebadan hayatını kaybetmiş.
Ve Cinder.. Aslında evlatlık. Bir Sayborg. Evlat edinen kişi ise Adri yani üvey annenin kocası. Zaten evlat edindikten çok kısa bir süre sonra veba yüzünden hayatını kaybediyor.
Cinder, %36,8(yanlış hatırlamıyorsam) oranında insan parçalarına sahip değil. 11 yaşında yaşadığı bir olay sonucunda, doktorlar onun hayatını kurtarıp kaybettikleri uzuvlarının yerini mekanik parçalar ile tamamlıyorlar.
Cinder, Yeni Pekin'in haftalık pazarında çalışan tam teşekküllü tek mekanik ustasıdır. Prens Kai ile tanışması ise bu vesile ile olur. Birgün sahip olduğu androidinin bozulması sonucu tamir etmesi için Cinder'in tezgahına gelir. Ve aralarındaki ilişki bu şekilde başlamış olur.
Bu kadar genel bilgi yeter diyerekten kendi yorumuma geçeyim :)
Kitabı okurken büyük keyif aldım. Gerçi okuduğunuz sırada bazı olayların gelişiminin yavaş olduğunu düşünebilirsiniz. Şöyle diyelim bu kitap serinin giriş kısmıydı. Yani Artemis boşuna aynı anda iki kitabı piyasaya sürmedi. O yüzden okumayı düşünen arkadaşlarım kesinlikle iki kitabı da birlikte satın almalısınız.
Cinder, her ne kadar üvey annesinin dediklerini yerine getirmek zorunda olsa da.. Benim için güçlü bir karakter. Özellikle bir tavrı var kii.. Bunun altını çizmek istiyorum. Cinder, diğer kitaplarda gördüğümüz kadın karakterler gibi tanıştığı Prense ölüp bitmiyor.. Yani elbette boş değil ancak, ne istediğini bildiğinden, kendini özgür kılabilmek için, prense karşı hislerini özgürlüğünün arkasına koymayı iyi beceriyor.
Üvey kardeşi Peony ile aslında araları fena sayılmaz. Hatta vebaya yakalandığında elinden geleni yapmaya çalışıyor ona yardım edebilmek için.
Şimdi Doktor Erland ile tanıştığımız ilk sahne var. Olayı birkaç sahne ilerlettiğimizde onunla birlikte, Cinder'i, geçmişini ve ne olabileceğini aslında keşfediyoruz. Yani son sayfalara kadar acaba ne olabilir şeklinde kalmıyorsunuz, sadece 100 küsür sayfalarda Erland ile ilgili bölümleri okurken ürettiğiniz teorilerin artık teori olmaktan çıkıp, gerçek olduğunu görüyorsunuz.
Goodreads sitesinde bu kitap için bir tanıtım videosu koymuşlar. Ah dedim yani keşke izlememiş olaydım o kadar saçma ve alakasızdı ki.. Sakın izlemeyin!
Son olarak kesinlikle tavsiye ederim. Yazar ilginç bir dünya yaratmış bizlere. Gerçi bu dünyayı betimlerken çok detaycı olmadığından bazı yerler havada kalmış hissi yaratabiliyor ama ben yine de bu yüzden puan kırmak istemedim :)
İkinci kitapta şuan elimde. Ancak.. Yani yayınevi Artemis olunca insan korkuyor. Ya diğer kitapları çok geç yayınlarsa ve ben olayların gidişatını hafiften unutmaya başlarsam diye.. Sırf bu yüzden hala daha Duman ve Kemiğin Kızı'nın ikinci kitabını bile almış olmama rağmen okumadım, bekletiyorum. Neyse, okuyun işte :) Bir de Külkedisi hikayesinin android ve sayborglu haline bakın. Bakalım hangisi size keyif verecek ;)
Vee biliyorum kitap ile alakasız ancak bu yorumu yazarken devamlı bu müziği dinledim ve sizlerle de paylaşmak istedim :)
Bu kitabı çok merk ediyorum. :3
YanıtlaSilBu arada mimlendin! :)
http://minninwonderland.blogspot.com.tr/2015/01/kitap-tag.html
Kesinlikle okumalısın ;)
SilAyrıca teşekkür ederim, en kısa zamanda yapacağım ^^
Mimlendin! :)
YanıtlaSilhttp://kitaaptiryakisi.blogspot.com.tr/2015/01/etkinlik-kendi-kitabn-yarat.html
Teşekkür ederim :)
SilBen sana hayatta yetişemem :D :D
YanıtlaSilyoo ben 2 gün yataklarda yatarken bitirmişsin bilee ;)
Silama yorumunu göremedim blogta?
Bloga yazmadım henüz canım, bilgisayar başında kalamıyorum :/ Hasta mısın? Geçmiş olsun :(
SilEvet an itibariyle yorum blogta :D
SilMigren canım maalesef bir kurtulamıyorum :/
SilVe hemen bloguna gidiyorum ^^
Vay hastalıkdaşım benim! Büyük geçmiş olsun, ne illettir bilirim :/
Silçok sağol canım ^^
SilAa Gamze Hanım ben sizin blogunuzu görmemiştim :) Bir ara sorduğumda yok demiştiniz yeni açtınız galiba :) Yine çok güzel kitaplar , çok güzel yorumlar.Başarılar dilerim :)
YanıtlaSilEvet, çok çok yeni.. Teşekkür ederimm :)
Sil