Hayatından geçen her bir gün, dolu dolu tabirinin karşılığıydı Naz için. Sonu gelmeyen seyahatler, bitmek tükenmek bilmeyen partiler, sıfırlarını dahi saymaya uğraşmadığı bir banka hesabı, anne babası, dedesi ve hatta daha birçok insanın ilgisi… Şimdiyse bunların hepsi yerini mütevazı bir memur hayatına bırakmıştı. Hem de oldukça mütevazı! Artık parasının hesabını kuruşu kuruşuna yapmalı ve hayatını diploması için uğruna yıllarca dirsek çürüttüğü mesleği, öğretmenliği, yaparak kazanmalıydı. Yapabilir miydi peki? Allah biliyor ya herkes onun bu şekilde yaşayamayacağını biliyordu.
Disiplin, azim ve çeviklik… Belki biraz ukalalık, biraz da hazır cevaplık. Hepsini bünyesinde barındıran bu yakışıklı adamın bir yüzbaşı olduğuna inanmak, oldukça zordu. Yeni görev yerine başarıyla adapte olmuşsa da yeni hayatında hesaba katmadığı bir şeyler vardı. Zaten kim bunu hesaba katıyordu ki? O ne mi? Aslında hepimiz biliyoruz. Hatta birçoğunuz şu an iki dudağınız arasında, bu oyunbozan kelimeyi mırıldanıyorsunuz. ‘Aşk’ Pek çok şey bildiğini iddia etse de bu konuda ne bir tecrübeye ne de ön bilgiye sahipti Yağız. Ama azimliydi. Takdir etmek ve hakkını vermek gerekir. Aşkı öğreniyordu. Hem de aşkın ‘Naz’lı hâlini…
Naz.. Ah Naz :)
Ailesi sayesinde zengin bir hayatın içine doğmuş, bir dediği iki edilmeyen evin tek neşesi :) Meslek olarak öğretmenliği seçip, bayrağı ailesinden devralsa da maalesef kızımız 26 yaşına gelmesine rağmen hayatın gerçek yüzü ile tanışmamıştır. Özel okullarda ders verir, canı sıkılır, bunalır, işinden istifa eder. Yine böyle bir istifanın ardından, ailesinin de yokluğunu fırsat bilip, evinde küçük çaplı bir parti düzenlemeye karar verir. Gecenin ilerleyen saatlerinde, hafiften alkole bırakmış bir haldeyken bir arkadaşının iddiası üzerine kendini havuzda, onunla yarışırken bulur. Derken.. Ailesi çıkagelir ve Naz'ı, Orkun'un kucağında bulurlar. Orkun ise Naz'ı havuzdan çıkarmak için kucağına almıştır ama işte dışarıdan görülen manzara Naz'ın babasının hiç hoşuna gitmez. Ve babanın artık kızına hayatın zorluklarını gösterme vakti gelmiştir.
Ben kapağı ilk okuduğum zaman doğrusu sanmıştım ki ailesi iflas edip, durumları birden kötüleşiyor. Ama kitapta öyle değildi, durumu kötüleşen tek kişi Naz'dı :)
Atama sonucunun açıklandığında gideceğin yerin Kars olduğunu öğrendiğinde yaşadığı şoku hemen atlatamaz.
Ama tabi bilemez ki kendisini orada aslanlar gibi bir Yüzbaşı bekliyor :D
Yüzbaşımız Yağız ise, annesini küçük yaşta kaybetmiştir. Babası ve kız kardeşi ile yaşasa da evde durmak ona zor geldiği için ve küçük yaştan beri hayali asker olmak olduğu için de askerlik onun için bir kaçış olur, ardından tek hayatı. Ne şanstır ki onun da tayini Kars, Sarıkamış'a çıkmıştır.
Ve bu ikilimiz kaderin oyunu ya işte, bir de kapı komşularıdır.
Havaalanında, taksi sırasında beklerken ki ufak çaplı sürtüşmeleri de zaten kitabın ne kadar eğlenceli olacağının habercisiydi.
Kitabımızın konusu genel olarak bu şekilde.
Dokuz Yayınları'ndan çıkan kitabımız, yazarın ilk kitabı. 640 sayfasını bir kenara bırakırsam eğer :D kitap kesinlikle çok çok keyifliydi. Özellikle bu ikilinin diyaloglarını okurken suratınızda oluşan sırıtmalara mani olamıyorsunuz. Atışmalarından zaten keyif almamak imkansız.
Doğrusu Naz karakteri için biraz çekimserdim. Yani zengin bir kızın çok çok kendini beğenmiş olabileceğini ve Yağız'a kök söktüreceğini düşünmüştüm. Ancak hiç öyle değildi. Elbette şımarıklığı vardı.. Ama bunun üstesinden gelmesi, o çocuksuluğunu terk edip kadınlığa adım atması, yaşadıkları sonucunda edindiği tecrübeler ile olgunlaşması ve her sayfada bu gelişimini adım adım izlemek bana çok büyük keyif verdi.
Yağız içinse ne diyebilirim ki :) Sanırım hepimizde gizliden gizliye bir üniforma aşkı var :D
Kitabı okurken Yağız bize neredeyse iki defa kalp krizi geçirtecekti. Naz için o durumda çok üzüldüm.
Yazarın kalemini ben çok beğendim. Çok sıcak, insanın içini hoş eden, yüzünüzden gülümsemenizi düşürmediğiniz bir kitap kesinlikle.
Benim okurken hissettiğim tek sıkıntı biraz fazla uzamış olmasıydı konunun. Ve tabi bir de bu ikilinin geçirdiği çok uzun ayrılıklar.. Bir ay değil iki ay değil düşünün artık :(
Ama şu konuda da yazarımızın hakkını vermeden yorumu bitiremem. Ailemde meslek olarak askerliği seçmiş kimse yok. Ama kitabı okurken bu durumun ne kadar zor olduğunu o kadar iyi yansıtmış ki yazar.. Kendimi onların yerine koyduğum zaman ne kadar zor bir hayat olduğunu bir kez daha farkettim askerliğin.
Eğer yeni kalemler arıyorsanız, kesinlikle tavsiye ederim. Eminim sıkılmadan okuyacak, kitabı elinizden bırakamayacaksınız :)
Orjinal Adı: Aşkın Nazlı Hali
Sayfa Sayısı: 640
Goodreads Puanı:4,50
Benim Puanım:4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder