Hayat Kitabı - Deborah Harkness | Yorum

Sonlar. Başlangıçlar. Değişim. Geçmişin sırlarını ve geleceğin anahtarını gizleyen bir el yazması. Her şeyin tam kalbinde, ölümsüz bir aşk.
Cadı tarihçi Diana Bishop ve vampir bilimci Matthew Clairmont geçmişten günümüze dönünce yeni sorunlar ve eski düşmanlarla karşılaşır. Fransada, Matthewun atalarından kalma evinde tanıdıkları pek çok kişiyle tekrar bir araya gelirler ancak çok önemli bir kişi eksiktir. Geleceklerine dair en büyük tehdit ise henüz açığa çıkmamıştır ve bunun farkına vardıkları an, hızla Ashmole 782 ile kayıp sayfalarını bulma çabasına gireceklerdir.
Ruhlar üçlemesinin son kitabında Harkness güç ve tutku, aile ve sevgi, geçmişten gelen meseleler ile günümüze yansıyan sonuçlarını derinlemesine inceliyor. Auvergne'in tepelerinden Venedik'in saraylarına uzanan bu macerada Diana ve Matthew, devasa şatolar ve üniversite laboratuvarlarında, kadim bilgiler ile modern bilimi kullanarak, sonunda cadıların yüzyıllar önceki keşfini gün ışığına çıkaracak.

Yoruma başlamadan önce kısa bir hatırlatma. Serinin önceki kitaplarına ait spoiler içerebilir yazı..

Tüm de Clermonts ve Bishops'lar günümüze geri dönerler. Gelirken beraberinde getirdikleri birçok sır ve bilgilerle serinin son kitabı olarak damga basarlar :)

Her şey ilk başlarda iyidir. Diana'nın malum durumu ve Matthew ile olan aşkları her geçen gün daha da güçlenir. Ancak hayat her zaman toz pembe olmadığını çirkin yüzüyle gösterir ailemize.

Matthew'in geçmişi ve o dönemde kendince doğru olduğuna inandığı yanlışlar su yüzeyine çıkar ve iki ailenin de hayatını kabusa çevirmeye yeter. Tabii bir de bunun üzerine çiftin Hayat Kitabını bulma arayışlarını da eklerseniz attıkları her adıma dikkat etmek zorunda kaldıkları anlar başlar..

Kitap boyunca Matthew ve Diana ikilisinin ilişkilerini okurken yüzümden o küçük gülümseme hiç eksik olmadı. Birbirlerine karşı duydukları bağ ve sadakat.. Uzakta oldukları dönemde birbirlerine gönderdikleri anlık fotoğraflar.. Ah be dedirtti kitap boyunca :)

Hayat Kitabı sizlere huzuru bulmanın ve olduğun kişiyi kabul etmenin ne kadar önemli olduğunu öğrettiği harika bir kitap. Harika bir seri.. 

Yani okurken sadece her şey kurgu üzerinde kalmıyor. Sizler o yaşananları seçip, kendinize, yolunuza uygun olan dersleri çıkarabiliyorsunuz. O yüzden eminim her okuyucu bu seriden kendine çok farklı hikayeler çıkarabilir..

Benim tek kafama yatmayan sonlar oldu açıkçası. O kadar hızlı gerçekleşti ki bazı şeyler.. Hani tüm serinin çözümünün bir bölüme denk gelmesi garibime geldi. Yazar o konuyu daha yayarak verebilirmiş dedim okuruna. Ama buna rağmen yine de gönlüm el vermiyor sırf bu yüzden puan kırayım :)

Galowglass ah ah.. Doğru yazdım adını emin değilim ancak onun hissettikleri içime oturdu resmen. Hatta biran keşke dediğimi bile hatırlıyorum ki tam anlamıyla Matthew&Diana'cıyım aslında :D 

Kitap içerisinde çok fazla karakter var. Her okuyucuya bu ya çekici gelir ya sıkıcı. Bazen karakter fazlalığı konuya bağlantı kurmanızı engelleyebilir ancak bu kitapta öyle değil. Şahsen ben karakterlerin fazlalığını daha çok sevdim. 

Kitabı yorumlamak için elime aldığımda  farkettim de.. Okurken hiç altını çizmemişim ki aslında beğendiğim birçok yer vardı. Ama okumaya o kadar kaptırıyorsunuz ki kendinizi elinize kalem almak için bile durmak istemiyorsunuz :)

Unutmadan 2014 yılının en iyi kitabı seçildi Goodreads'te ;)

Deborah Harkness, bir kez daha beni kendine hayran bıraktı. Dilerim daha bir sürü kitabını okurum yazarın. Sizlere de tavsiyem hemen alın, okuyun. Muhteşem bir dünyaya adım atacaksınız :)

Orjinal Adı: The Book of Life

Sayfa Sayısı: 616

Goodreads Puanı:4,12

Benim Puanım:5++

“I see you, even when you hide from the rest of the world. I hear you, even when you're silent.” 

***

"But you have become as vital to me as breath and blood. My heart no longer knows where I end and you begin. I knew that you were a powerful witch from the moment I saw you, but how could I have imagined that you would have so much power over me?"