Oldukça gizemli ve duygularını saklayan bir kadın olan Sea'nin yolu dünyaca ünlü Rock yıldızı Robert Peters ile kesişir. Robert ondan etkilenmeye başladığını keşfettiğindeyse işler sarpa sarar. Çünkü Sea'nin uzun yıllardır süren bir ilişkisi vardır. Robert, kelimelere dökmese de ona karşı boş olmadığını gösteren kadının her günün sonunda sevgilisinin kollarına gittiğini bilerek yaşamaya çalışır.
'Neden benimlesin? Ya da soruyu yanlış soruyorum; Neden onunlasın? Ayrıl ondan ve benimle ol. Beni sevdiğini biliyorum.'
Sea onun düşündüğü gibi basit seçimler yapma lüksü olan bir kadın mıydı? Yoksa verdiği kompleks kararların ardında başka bir sebep mi vardı? Robert, onun geçmişinde yatan sırrı çözebilecek miydi? Amerika'da başlayıp, Avrupa'da devam eden hatta Türkiye'ye uzanan bir masal...
'Sizi ağlatmak için ne yaptı?'
'Beni, beni sevdirdiğine inandırdı.'
Sea uzun bacaklarını ortaya çıkaran kısacık şortuyla sanki plajda yürüyormuşçasına rahat bir tavırla sahneye girdiğinde Robert, o bacaklarının beline dolandığı anları hatırlayarak titredi. Sea ise onun düşüncelerinden habersiz olduğunu kanıtlarmışçasına “Neden mikrofonu öyle tutuyorsun? Gören de bilardo oynuyorsun sanacak” dedi. Robert gözlerini kısarak ona baktı. Mikrofon ayağı ile birlikte elindeydi ve iki eliyle ayağı kavramıştı fakat tutuşunun bilardo ile kesinlikle alakası yoktu. Alayla “Bilardo sopasının nasıl tutulduğunu bilmeyen biri için büyük laflar bunlar. On beş yıldan fazla bir zamandır sahnelerdeyim ve mikrofonu kesinlikle doğru tuttuğumu biliyorum” dedi. Sea omuz silkti. “Evet, haklısın. Genelde iyi tutuyorsun. Fakat arada bir onu birinin gözüne sokacağından endişelenmiyor değilim.” Robert, onun söylediklerini kahkaha ile karşıladı. Daha ikinci konserinin hazırlığında olan çaylak ona işini nasıl yapacağını öğretmeye çalışıyordu. “Bak tatlım. Sana iki tavsiyem var: Birincisi kesinlikle dinlenmen gerektiği. Dünkü yolculuğun etkisinden çıkamadığın açık… Yarınki konser öncesindeki tek provanı da yaptın. İkinci tavsiyeme gelirsek eğer bilardo nasıl oynanır öğrenmen.” Sea dinlerken bir kaşı ilgiyle havalanmıştı. Robert’ın ciddi olup olmadığını anlamak istermiş gibi bir süre süzdükten sonra “Provanın sonunda mutlaka otelde ol. Sana kimin bilardo oynayamadığını göstereceğim” dedi ve Robert’ın cevabını beklemeden ona arkasını döndü. Genç kadın, erkeğin onu izlediğini biliyordu ve kalçalarını kıvırmaktan geri durmamıştı. Robert’ın dudakları beğeni dolu bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. Başı hafifçe yana düşerken sıkılı dudaklarının arasından mırıldandı. “İşte benim kızım.”
Kitabın konusunu ilk defa okuduğum an aklıma bu şarkı geldi, sizlerle de paylaşmak istedim ^^
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder