About Me

Cress Eksik Parça Göbekli Tepe Muhafızı Cinder Beni Bırakma

Ölüm Oyunu - Koushun Takami


Bu güzel kitabı Açlık Oyunları serisi ile kıyaslayanlar, ona benzetenler.. Yapmayın, harcamayın bu kitabı. Uzaktan yakından alakası yok...
Sanırım bu kitabı okuyan her arkadaşın yazdığı ilk şey oluyordur bu cümle. Ama insan belirtmeden geçemiyor. 'Nasılsa Açlık Oyunlarının kopyası gibi duruyor okumasam ne olur?' şeklinde düşünen arkadaşların ne kadar yanıldıklarını göstermek istiyoruz doğal olarak :)

Bir otobüs dolusu lise 1 öğrencisi kaçırılıp, birbirleriyle ölümüne mücadele verecekleri ve sadece tek bir kazananın olabileceği bir adaya atılırlar. Peki sizce kazanan kim olacaktır? 

Bu çocuklar henüz 15 yaşında ve aklınıza gelebilecek en psikopat hallere düşüyorlar. Canice öldürülüp, kargalara yem oluyorlar..

Öncelikle belirtmeliyim ki kitap çok fazla kanlı sahneler içeriyor. Hani okurken kelimeler arasına girip dolanmıyorsunuz, bizzat yaşıyorsunuz. Kurşunun sol kolunuzun dirseğini parçaladığını, 15 cm uzunluğundaki bıçağın bağırsaklarınızı deştiğini hissediyorsunuz. 

İşte bu 'ağır' nedenler sonucunda kitabı bitirmem normalden daha fazla zamanımı aldı. 

Kitabı satın alıpta okumaya başlamadan önce filmi hakkında çok fazla şey duymuştum ancak önce kitabını okumak istediğim için filmine şuana kadar pek yüz vermedim :) En kısa zamanda onu da izlemek istiyorum. Buradan filmin imdb sayfasına bir göz atabilirsiniz.

Ben açıkçası bu kitabın türünü sadece distopya ile sınırlayamam. Bir başkaldırı aynı zamanda. Farklı yerlere de selam çakan güzel dokundurmaları var yazarın :)

Kitabı okumayı düşünen arkadaşları uyarmakta yarar var. Kitapta malumunuz 42 öğrenci ve diğer karakterler var. Ve bu isimler o kadar birbirine benziyor ki insan ister istemez karıştırabiliyor. Ben şahsen kitabı okurken not defterimi o yüzden hiç yanımdan ayırmadım. Karakterler ile ilgili akılda kolaylıkla yer edinecek özellikleri belirttim notlarıma, böylece karıştırma olayını yaşamadım :)

Kitabın son 30 sayfalarına geldiğinizde benim gibi ufak çaplı bir kalp krizi durumu yaşabilirsiniz :D Ama umudunuzu son sayfalara kadar kaybetmeyin ;)

Genel olarak keyif alarak okuduğum bir kitap oldu. O nedenle 4.5 veriyorum kitaba.







"Şuya ve Noriko'nun bu sözlere verecek bir cevap bulamadıklarını fark eden Şogo konuşmaya devam etti. 'Bakın, bu ülke tamamen aptal bürokratlardan oluşan bir grup tarafından yönetiliyor. Zaten sadece aptallar bürokrat olabilir. Benim tahminim, bu güzel oyun ilk önerildiğinde- büyük ihtimalle çılgın bir askeri strateji uzmanının fikriydi- karşı çıkan kimse olmadı. Konularında uzman kişileri sorguya çekerek işleri karıştırmak istemezsiniz. Ayrıca artık yerleşmiş bir şeyi sona erdirmek çok zordur. Her şeye burnunuzu sokarsanız işinizden olursunuz. Daha da kötüsü ideolojik sapma sebebiyle çalışma kampına gönderilirsiniz. Herkes bu oyuna karşı olsa bile kimse bunu dile getirmeye cesaret edemiyor. Bu ülkede boktan sayılabilecek pek çok şey var ama hepsinin özü aynı: Faşizm.' Şogo, Şuya ve Noriko'ya baktı. 'Aynı şey sizin ve benim için de geçerli; biz de hiçbir şeye karşı çıkamıyoruz. Bir şeyin yanlış olduğunu bilseniz bile hayatınız buna karşı çıkarak riske edilemeyecek kadar değerli, değil mi?'"


Bu da kitabı okurken dinleyebileceğiniz, kitabı özetleyen harika bir müzik ;)


4 yorum:

  1. Bu şirin mi şirin blogu tesadüfen keşfettim ve bundan dolayı da çok mutluyum. Birçok izleyiciye sahip blogların çoğuna kıyasla daha samimi ve verimli buldum. Pes etmeden devam etmeniz dileğiyle! :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. böyle bir mesaj okumanın nasıl bir keyif verdiğini inanın tarif edemem..
      çok teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Yalnız bu kitap Açlık Oyunları'ndan 9 yıl önce yayınlandı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette, biliyorum. Burada bahsetmemiş olabilirim ancak favori kitaplarımda bu konuyu belirtmiştim. İsyanım Açlık Oyunlarından kopya diyenlere..

      Sil